21 Temmuz 2010 Çarşamba

AL SANA DERBİ!


Maça damgasını vuran hareket yandaki resimde görülen kırmızı karttır. Sanırım maçın hakemi kariyerinde böyle fiili bir müdahaleyle karşılaşmadı ve bundan sonra da karşılaşmaz. Ya hazırlık maçıdır, görmeseydi 11'er kişi maç devam etseydi goygoyunu yapacak varsa lütfen futbolu seyretmeyi bıraksın, K-1 veya Ultimate Fight falan takip etsin bundan sonra; daha güzel deşarj olur, daha seyri keyif veren teknik uygulamaları görür. Fenerbahçe'li Selçuk'un burda suçu yok, sanırım Saraçoğlu'nda oynandığı zannetti bir an için maçın. Hani şu hakemin kafasının yarıldığı ve vicdanı toplumsal reaksiyonlara hassasiyet gösteren bizim mahalleden Bünyamin abimizin yönettiği maç sandı galiba. Halbuki o maçta yan hakemin kafası yarılmış bişey olmamıştı, bu masum çelmeye kırmızı çok ağır değilmiy di? Almanlar'da çok despot arkadaş yaa!! Kadiköy'de yapılan her eziyeti görmezden gelen medyam bakalım bu hadiseyi nasıl değerlendirecek ve değerlendirmeye almaya lüzum görecek mi? Bence maçtan çokca irdelenmesi gereken durum budur. Maça gelirsek Muhteşem bir Arda resitali ve yine 2.devre Serdar Özkan şovu sahne aldı. Fenerbahçe'nin tek pozisyonu gol oldu. 10 kişi kalmış olmarında etkisiyle geçen seninin alışkanlığı, kalan sürede tamamen tek yönlü defansif bir oyun oynadılar. Bilica sanırım ayağına gelen topu aya dik direktifi almış olacak ki her gelen topu uzaya dikmeye çalıştı. Kazım Fransa'da paslanmış çok ağırdı, sanki ayakları bedenini taşımaya isyan ediyor gibiydi açıkcası. Gökhan Ünal hiç yoktu, Alex sanırım bu sezondan itibaren Aykut hocanın yanında daha çok boy gösterecek. Stoch biraz parlamaya çalıştı, ilk yarı Ali Turan'ın naturel bir bek olmamasının avantajından yararlanıp iki defa belinde su alsada, oraya Sabri'nin gelmesiyle mecburen daha içeri doğru katedip pozisyon aramayı çalıştı ama nafile. Defansta İlhan iyi niyetiyle mücadele etmeye çalıştı ama bir timing hatasıyla Serdar Özkan'a yaptığı fualün, hakem tarafından penaltıyla cezalandırılmaması sadece kendi oyunu oynamaya çalışmasının bir ödülüydü. Kısacası Fenerbahçe bir şey oynamadan şansınında çokca yardımıyla maçı aldı yine. Dönelim Galatasaray'a tekrar; Cana'nın 2-3 kilo fazlası var şu an hazır değil. Sabri'yi ikinci devre oyunun iki yönünde de çok iyi buldum. Batdal kaçırdığı golle bize Hakan Şükür'ü hatırlattı. Arda şutunu muazzam geliştirmiş ama şansına direkleri geçemedi bir türlü. Ayhan ikinci devrede iyiydi özellikle Serdar Özkan ve Hakan Balta'ya çok güzel paslar attı. Musa'yı diri buldum ama Sarp ve Cana'nın önünde biraz yerini yadırgadı, kullandığı toplarda hatalar yaptı. Sarp kurmalı gibi yüzü nereye bakıyorsa oraya koşabiliyor ve pas veriyor, üstün fiziksel gayreti olmasa rotasyona girebilecek düzeyde performans sergilemiyor. Servet geçen seneden ders almış, oyunun başında biraz bocalasada çok güzel paslarla oyunu açmayı öğrenmiş. Zan sadece şişirilen topları kafayla Ufuk'a indirmekten sıkılmış olmalı. Ufuk şans verilirse 1 numarayı bırakmaz yediği gol kaleci şansızlığı ve oyunun kalanında başarılı hamlelere imza attıç Aykut'tan kurtar bizi Ufuk sana güvenimiz tam. Hakan'ı ilk defa bu kadar bindirirken gördüm, ikinci devre Fener'in sağını felç ettiler Serdar Özkan'la; Bekir ve Bilica bir ara ciddi şekilde açıklar verdi ve oyundan düştü, buna bağlı gelişen pozisyonlar altı pastaki beceriksizlikler ve biraz heyecanla heba oldu. Emre Çolak bu takımın ikinci bayrak adamı olma yolunda ilerliyor inşallah kendine bakar ve Galatasaray'a uzun yıllar hizmet eder. Milli takımın ihtiyacı olan bir mevkide oynuyor, futbolunu geliştirirse Ay-Yıldız'ıda senelerce sırtından çıkarmaz. Pino, Elano,Baros,Neill,Kewell ve gelecek 2 yabancı transfer bu oyun düzeninde biraz iddalı olmakla birlikte bize 82 puan barajını aştırır. Mağlubiyeti önemsemiyorum oyun karakteri ve kazanma azmi üst seviyedeydi. Fenerbahçe bu elindeki kadro yapısıyla artık kaybetmemeye değil güzel oyunla kazanmaya oynamalı yoksa bugünkü gibi çok daha nefesini tutar teknik heyet ve 90 dakika boyunca takımını kendi sahasında seyretmekten canı çıkan Fenerli arkadaşlarımız. Fiksitüre detaylı girmeden bizim ve Fenerbahçe'nin fikstürü diğer ekiplere nazaran daha zorlu; 18 takımada başarılar diliyorum. Fair-play algısının yüksek olduğu, seyir zevki ve mücadele seviyesi yüksek bir maraton olur umarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder